24 Haziran 2012 Pazar

19 Haziran'daki Basın Açıklamasının Pardus Camiasındaki Yankıları

Önemli olduğunu düşündüğümüz iki tepkiyi burada da paylaşmak istedik.

İlki uzun süre -yanlış bilmiyorsak başından beri- projenin yürütücülüğünü yapmış Erkan Tekman'ın tepkisini http://blog.erkantekman.org/2012/06/20/du-bakali/ adresinde okuyabilirsiniz.

Bazı önemli noktalar:
....
İlk ve önemli haber Pardus proje yöneticiliğine Abdullah Erol’un atanmış olması. Abdullah beyle görev süremde birlikte çalıştığımız ve çalışmaktan memnun olduğumuz bir altyüklenici firma sahibi olması hasebiyle tanışıyoruz. Kendisini tebrik eder, görevinde başarılar dilerim.
.... 
poları, listeler ve bloglar yolu ile, olmazsa da (maalesef sadece) söz ile olabildiğince fazla bilgi vermeye çalıştık çevreye, bilemediğimiz şeye “bilmiyoruz” dedik, yorum yapmak iş etiği açısından sorunlu olmaya başladığında manalı manalı sustuk… Yeni yönetim yalnızca tek bir kişi ile görüşüyor dışarıdan herhalde, gayrı-resmi sözcü rolüne soyunmuş… ismini anmak dahi istemiyorum, keselim… Ama çalıştayda “işler kapalı yürüyor” diye el kaldıran katılımcılardan hiçbirisi çıkıp da “yahu bunlardan bizim bile haberimiz” yok demiyor ya, o acayibime gidiyor. Ya da haberleri var ve işlerin böyle kapalı yürümesini (artık) içlerine sindirebiliyorlar…
....
Eh o zaman ben de sorarım “kardeşim iş modeli, strateji ve politika aynı; teknoloji çözümü aynı; ekip dizilimi ve hatta kişiler bile aynı… bir tek proje yöneticisi değişmiş! e ağam siz bu işi neden yaptınız?” diye… Diyemediniz mi “Erkan Tekman, biz senin bu projenin başında olmanı istemiyoruz, ya sen git ya biz atacağız” diye? Giderdik kardeşim…
....
Günün birinde TÜBİTAK ve UEKAE’nin mevcut ve önceki yönetimleri Pardus’la ilgili neler yaptılar ve neler yapmadılar; projeden (aslında) neden ayrıldım; ve benzeri konuları da yazabilirim, emin değilim… Koray Löker ve Bahadır Kandemir ve A Murat Eren‘in düşündükleri ve önerdikleri “Pardus’un resmi olmayan tarihçesi” ve “bir Linux distro HOW-TO ve HOW-NOT-TO” belgelerini oluşturmak için bir-iki ilk adım attım, ama benden başka meraklısı çıkmadı; artık emeklilik günlerimize herhalde :)

İkinci blog postu ise Zeki Bildirici'den: http://blog.bluzz.net/pardusun-yeni-yol-haritasi-ve-gelecek-donem/

Üçüncüsü ise Pardus'un Yarını çalıştayından sonra topluluk temsilcisi seçilen Sezai Yeniay'dan

http://sezaiyeniay.wordpress.com/2012/06/23/pardus-yeniden-mi-yeni-pardus-mu/

Tabii ki bu üç değerlendirme yapılan ve yapılacak yorumların hepsi değil, ancak şu ana kadar yapılmış değerlendirmelerin en önemlileri olduklarını düşünüyoruz.

Genel olarak baktığımızda ortaklaşan görüş, Türkiye'de Pardus hakkında söz söyleme meşruiyetine en fazla sahip olan kişilerin projenin yeni halinden hiç memnun olmamaları ve güven duyamamaları.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder