9 Haziran 2012 Cumartesi

AKP'nin Türkiye'nin ulusal işletim sistemini de özelleştirmeyeceğini kim söyleyebilir?

Yeni Şafak yazarı Melih Bayram Dede TBD Bilişim Dergisi'ne Pardus ve Geleceği ile ilgili bir yazı yazmış.

Yazıyı okuyunca, niyetin ULAKBİM Müdürü Ahmet Kaplan'ı aklamak, projenin düşmüş olduğu belirsizlik halini önemsizleştirmek ve boş umutlar aşılamak olduğu anlaşılıyor.

Örneğin, Ahmet Kaplan'ın sözüne dayanarak aktarılan bilgiye göre, "Vestel ile ortak çalışma yürüterek Fatih Projesi kapsamındaki Akıllı Tahtalarda Pardus'un çalışması için" çalışmalar yapılmış. Ama biz biliyoruz ki, yapılan tek şey "- Abi sizin Vestel'den bir adam versenize? Bi de ona verin şu Pardus 2011 CD'sini takın bi bakın bakalım yüklüyor mu? - Yükledi valla. - Ha iyi tamam, çalışır çalışır" düzeyinde bir çalışma olabilir, zira Pardus projesinin artık hiçbir geliştiricisi yok.

Böyle olunca, "bu yılın sonuna kadar uzun dönem destekli kurumsal bir sürüm çıkarma hedefleri" olmasına da inanamıyoruz. Herhalde Kaplan, şapkadan tavşan çıkarıp, "yaptım oldu alın kullanın" deyiverecek. Hele şu bayram bir geçsin de. Aa tabii iki bayram arası da olmaz bu işler. Neyse artık kışa kaldı bu iş.

Melih Bayram Dede, bir yandan da eski proje ekibine -özellikle de Erkan Tekman'a- saldırıp, sorumluluğu tümden onların üstüne yıkmanın peşinde. Tamam, proje yönetiminde bazı sorunlar -belki de oldukça önemli sorunlar- olmuş olabilir. Ancak bu, Pardus'un devletin hiçbir zaman gerçekten ilgilendiği ve gerçekleştirmek istediği bir proje olamadığı gerçeğini değiştirmiyor. Aslında bu tutum da hiç şaşırtıcı gelmiyor; zira hükümetin her başlıkta tercihini dışa bağımlılıktan yana yaptığını da biliyoruz. Hükümetin Pardus projesine bakışı hakkındaki herhalde en samimi itiraf AKP'li bir bakanın ağzından işitildi: (Pardus proje ekibine hitaben, kalabalık bir toplantıda) "Arkadaşlar çok teşekkürler, Fatih projesinde fiyatı 5 TL düşürdünüz." (Gülüşmeler)..

Bize göre hükümet hem "Pardus Projesi Sonlandırıldı" haberlerinin getirebileceği sıkışmayı şimdilik göğüslemek istemediğinden hem de projenin yarattığı alanın ne kadar kapitalize edilebileceği henüz tam belli olmadığı için zaman kazanmak, kim bilir belki de fiyatı yükseltmek istiyor. Herhalde kafası sadece satmaya çalışan AKP'yi en mutlu edecek şey, özel bir şirketin çıkıp, projeyi devralması olacaktır. Bu iş için, yap-işlet-devret modelinin yazılım alanına uyarlanması da pekâlâ mümkün olabilir. O da olmazsa, proje şimdiki haliyle sürüncemede gidip gelir, Pardus topluluğu hop oturur hop kalkar, bazıları hala naifçe umut besler, bazıları çoktan umudu keser, başka dağıtımlara geçer ve AKP için de bu dert biter..

Peki, bundan çıkan sonuç, "devlet ulusal işletim sistemi yazamaz", "devlet özgür yazılım projesi yapamaz", "devlet yazılım geliştiremez" mi olmalı? Bizce hayır. Planlı bir ülkenin, bilim, teknoloji ve kültür politikalarının bir parçası olarak, "bütün elektronik cihazlarda kullanılabilecek bir ulusal işletim sistemi" olarak kodlayabileceğimiz bir yazılımı üretmesi mümkünden de öte, zaruridir. Dışa bağımlı olmayan, ama aynı zamanda dünya bilgi birikimine de katkısı olan açık kaynak kodlu bir işletim sistemi geliştirmek yapılacak en doğru şey olacaktır. Belki de Pardus projesinin öğrettiği çok önemli iki şey var:


  1. Türkiye'nin insan kaynakları ulusal bir işletim sistemi geliştirmeye yeter.
  2. Dışa bağımlılığı esas alan bir iktidar ile bu iş mümkün değildir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder